ETKİNLİK BAZLI KÜLTÜR YÖNETİMİ YERİNE SOSYAL BELEDİYECİLİK İSTİYORUZ.

Belediyeler, etkinlik bazlı kültür yönetimi yaklaşımına son vermeli, kararlarını “sosyal belediyecilik anlayışı” ile almalıdır. Belediyeler, kendi çabasıyla var olan ve bulunduğu her yere değer katan tüm özel tiyatrolarla omuz omuza vererek, şehrin kültür sanat haritasını oluşturmalı ve yaygınlaştırmalıdır. Yaşayan her bir tiyatro, toplum için moral, motivasyon ve umut kaynağıdır. Özel tiyatro sahnelerinin rekabet edemeyeceği etkinlik bazlı kültür yönetimi anlayışı önemli bir sorundur.

ORGANİZATÖR REKABETİ YERİNE ADALETLİ ALAN PAYLAŞIMI İSTİYORUZ.

Belediyeler sahne tahsislerinde, özel tiyatrolara ayrılan gün sayısını adil şekilde düzenlemelidir. Belediyelerin, açık hava sahnelerini ve kültür merkezlerini “çoğunlukla” organizatör şirketlere kiralayarak, şehrin asıl sanat üreticileri olan özel tiyatroların belediye sahnelerine erişimini kısıtlaması önemli bir sorundur.

KAMUYA AİT SAHNE VE İMKANLARIN, ÖZEL TİYATROLARIN KULLANIMINA ÜCRETSİZ OLARAK AÇILMASINI İSTİYORUZ.

Kültür sanat ekosisteminde olan özel tiyatroların içinde, “sahnesi olan tiyatro” sayısı oldukça azdır. Belediyelere ait kültür merkezleri ve Şehir Tiyatroları, özel tiyatroların kullanımına ücretsiz olarak açılmalı; şehrin merkezleri dışında yaşayan ve sanata erişimi kısıtlı kitlelerle özel tiyatroların buluşması sağlanmalıdır. Belediyelere ait kültür merkezleri ve şehir tiyatrolarının, özel tiyatroların kullanımına ücretsiz olarak açılmaması önemli bir sorundur.

AÇIKHAVA SAHNELERİNİN ÖZEL TİYATROLARA AÇILMASINI İSTİYORUZ.

Belediyeler, kendilerine ait olan açık hava sahnelerinin tüm özel tiyatrolarca eşit ve adil bir şekilde kullanımını sağlamalıdır. Özel tiyatrolar, kent kültürünün devamlılığını ve gelişmesini sağlayan hayat damarlarıdır. Belediyeler, varlıklarını kendi öz kaynaklarıyla sürdürmeye çalışan özel tiyatroları ticari yapı olarak görmekten vazgeçmelidir. Kamuya ait açık hava sahnelerinin fahiş fiyatlarla özel tiyatrolara kiralanması sosyal belediyecilik ilkesine aykırıdır.

KÂRLILIK YERİNE SANAT ODAKLI HİZMET İSTİYORUZ.

Belediyecilik bir kamu hizmetidir. Şehrin kültürel dokusunun taşıyıcı unsuru olan küçük ve orta ölçekli tiyatroların bilet gelirleri, belediyelere ait sahnelerin kira bedellerini karşılayamamaktadır. Belediyelerin, yüksek bilet ücretli konserler ve yüksek kaşeli oyunlarla gelir elde etme önceliği yerine, tiyatro sanatının tüm üreticilerini halkımızla buluşturmayı hedeflemesini istiyoruz.

KÜLTÜR SANATA ERİŞİM KOLAYLIĞI VE KAMU KAYNAKLARINDA EŞİTLİK İSTİYORUZ.

Bir tiyatro oyununun nitelikli bir biçimde hayata geçmesi için; oyun metni, oyuncu, yönetmen ve sahne dışında dekor, ışık, kostüm gibi tasarımsal ve teknolojik birçok unsura ihtiyaç vardır. Belediyeler, iş birliğine açık bir şekilde kültür sanata erişimde kolaylaştırıcı olmalıdır. Belediyelere ait materyallerin envanterinin yapılmasını ve ihtiyaç duyan özel tiyatroların kullanımına imkân tanıyan bir paylaşım modeli oluşturulmasını talep ediyoruz. Sürdürülebilir olmayan kaynak kullanımı, sanatın ve dolayısıyla toplumun gelişiminin önünde büyük bir engeldir.

ÖZEL TİYATRO SAHNELERİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ İÇİN GERÇEKÇİ ADIMLAR ATILMASINI İSTİYORUZ.

Belediyeler, il ve ilçelerinde bulunan özel tiyatro sahnelerinin sürdürülebilirliği için gerçekçi adımlar atmalıdır. Kamu kaynaklarıyla fonlanan Şehir Tiyatroları ve kültür merkezleri ile tamamen kendi çabalarıyla ayakta duran özel tiyatrolar arasında yaratılan haksız rekabet engellenmeli, seyircinin özel tiyatrolara erişimini kolaylaştıracak tanıtım çalışmaları yapılmalıdır. Her bir tiyatro sahnesi, şehrin hafızasıdır. Var olan özel tiyatro sahnelerinin ayakta kalmalarına öncelik verilmelidir.

SANATIN İHALE USULÜYLE SATIN ALINMASINA İTİRAZ EDİYORUZ.

Belediyeler, özel tiyatrolara şeffaf bir anlayışla yaklaşmalı, haksız rekabetin ve kayırmacılığın önüne geçmelidir. Oyun seçimi ve sahne tahsislerinde “belirli şirket ve kişilerin katılacağı ihaleler açmak” yerine emeğe saygı ve adalet ilkelerinin geçerli kılınmasını, sanat yönetimine öncelik verilmesini istiyoruz.

ÇOCUK TİYATROLARI BELEDİYELERİN KENDİLERİNE YÖNELİK UYGULAMALARINA İTİRAZ EDİYOR.

📌 Çocuk tiyatrolarının alanına özgü sorunları var. 

 Dile getirdiğimiz her sorun, tüm özel tiyatroların ortak sorunudur. Çocuk ve gençlik tiyatrosu alanında faaliyet gösteren özel tiyatroların, bu alana özgü ek hassasiyetleri ve sorunları, belediyelerin uygulamalarından kaynaklanan önemli engelleri var.

📌 Çocuk tiyatrosunda nitelikli sanat üretimine alan açılmasını istiyoruz. 

Sanat, çocukların duygusal ve akademik gelişiminde önemli bir yer tutar. Çocuklar ve gençler için nitelikli sanat üretimlerini izlemek, gelişimsel bir ihtiyaçtır. Belediyeler, kültür merkezlerinde oynayacak çocuk oyunlarını, bu alanda uzman bağımsız danışmanlarla birlikte, çocuk merkezli ve insan odaklı bir yaklaşımla ele almalıdır. Belediyelerin sanatsal ve pedagojik kriterleri karşılamayan çocuk oyunlarını satın alıp sunması, çocukların bireysel ve sanatsal gelişiminde olumsuz etkiler yaratır.

📌 Çocuk oyunlarında uygulanan eşitsizliğe itiraz ediyoruz. 

Nitelikli oyun üreten çocuk tiyatroları, tiyatronun her bir unsuruyla ilgili olarak özenli ve sorumlu davranır. Sanatsal açıdan değeri olan bir çocuk oyunu çıkarmanın maliyeti yetişkin oyunlarından daha az değildir; hatta çoğunlukla özel kostüm, özel dekor gibi unsurlar gerektirdiği için daha yüksektir. Belediyeler, çocuk oyunlarına yetişkin oyunlarının dörtte biri kadar ücret ödemektedir. Belediyelerin ücret eşitliğini gözetmemesi, nitelikli çocuk oyunlarının üretilmesinin ve şehrin tüm çocuklarına ulaştırılmasının önünde önemli bir engeldir.

#BirlikteÇözebiliriz